İzmir'in İsmi ve Yunanlılara kök söktüren savaşçı amazon kadınları,

 

İzmir'in İsmi ve  Yunanlılara kök söktüren amazon kadınları,

Dilden dile dolaşan efsanelere göre İzmir kentine ismini bir Amazon Kraliçesi vermiştir. Smyrna, Zmirni, Esmira,Yezmirr, Samornia vs. olarak isimlendirilen kent,sonununda Türkler tarafından İzmir olarak benimsendi.


Önce efsanelere göz atalım..

Milattan önceki yıllarında Anadolu, büyük Hitit Uygarlığının egemenliğine sahne oldu. Söylencelere göre, tarihe geçen efsanevi İzmir kentinin, ismini M.Ö.15.Yüzyılda Doğu karadeniz'in The miskyra kenti çevresinden kalkıp gelen Hititlerin kadın savaşçı papazlardan aldığı iddia edilir. 

Tarihin ilk yazıcıları, bu esrarlı kadınlara "Amazon"ismini takmştır...(Bu yorum, tamamen efsanelere dayalıdır.) Sağ memeleri kesilmiş, kalkanlı ve mızraklı, sırım gibi vücutlara sahip, adaleli ve yanık yüzlü bu kadınlar, dev gibi atların üzerinde Pagos (Kadifekale) eteklerinden tozu dumana katarak, Meles Çayı kıyılarına ve Halkpınar bağlarına indiler. Uzun saçlı bu kadınların şakaları yoktu ve iyi savaşıyorlardı.

Dişi Savaşçılar
Yerli halkın bu yeni kavimi kabullenmekten başka çareleri olamazdı. Tarihin Babası Halikarnassos'lu Heredotos, Amazonların Yunan dilindeki  "Oiorpato" sözcüğünden kaynaklanan "erkek öldürenler"anlamına geldiğini yazmaktadır. 

 
Oiorpato

Heredot, Strobon, İkonomos ve Halikarnas Balıkçısı gibi yazarlar, bu kadınların ne yaman dilberler oldukları ve Ege'nin en güzel kentine ismimi verirken, tüm dişiliklerini en dipteki harca karıştırdıkları konusunda hemfikirdirler. İzmir gibi,Efes'in de Amazonlar tarafından isimlendirildiği söylencelere karışmış tarihsel gerçektir. 

 

Bir başka söylenceye göre ise, bugünkü İzmir yöresinde yaşamış Elektdi isimli bir kavim, Amazonlarla savaşarak onları yenmişti.Sonra, kıralları These, Amazon önderi Smyrna ile evlenmiş ve kente onun adını verdirtti.

Böylece, Herakles ve Thesus mito-öykülerinde ismi geçen Amazon Kıraliçesi Smyrna, kente ismini vermiş oldu.Smyrna.
İzmir İsmi


Bu kelime, çeşitli dillerde aksan farklılaşmalarına uğrayarak benzer biçimlerde kullanılmıştır: "Zmirna,Smirne, Simire,Semire, Lesmire, Lesmirr, Ksimire, Siniros, Mirina, Samorna, Simira, Zmirna, Zimirra, İsmire, Yezmir gibi.." Bütün bu erişilmez kız imgeleriyle yüklü isimler, Hititi, Helen,
 

Roma, Latin, Bizans, Slav, Arap, Hun ve Türk dillerindeki İzmir'di.Eski İyon lehçesi , isimlerin başına"i" belirleme sözcüğügetirilerek, kentin adını"İzmirni" olarak söylemiştir. Bu gün kullanılan İzmir sözcüğü işte bu kökten gelmektedir.

Akurganin yorumu
Tismurna'daki "ti" bir ön ek olup, şahıs yada yer adına işaret etmektedir. Hellenler öncesi bayraklı Höyüğü'nde oturanlar ön eki atmışlar ve asıl adın kendisini "Smurna" sözünü kullanmışlardır. Böylece kent büyük bir olasılıkla M.Ö.3000ya da en geç M.Ö.1800 sıralarında "Smurna" adı ile anılıyordu. 

Kültepe tabletlerinde rastlanan yer adının bu günkü İzmir kenti olup olmadığını söyleyecek durumda değiliz. Çünkü aynı adı taşıyan birkaç kentin daha var olması mümkündür. Örneğin eski Yunan kaynaklarından öğrendiğimize göre hem Bayraklı'daki yerleşme, hem de Ephesos'un kendisi ya da onun bir bölümü "Smurne"adını taşıyordu. 

 

Ord.Prof.Ekrem Akurgal'a göre, İzmir (Smyrna) kelimesinin kökü şöyledir:

"İzmir sözü eski iyon lehçesinde "Smure", Attika (Atina çevresi)lehçesinde ise "Smyrna"diye yazılırdı. Bugünkü Hellenler bu kentin adını "Smirni" biçminde okumaktadırlar. Ancak söz konusu Smyrna sözcüğü Yunanca olmayıp, Ege yöremizdeki birçok yer adı gibi Eski Anadolu kökenlidir. Nitekim M.Ö.2.Binin başlarına ait Kayseri'deki Kültepe yerleşmesinde elde edilen metinlerde "İsmurna" diye bir yer adına rastlanmaktadır.
 


Yrd. Doç. Dr. Gülgün Köroğluna göre:

Arkeolog Dr. Jeannine Davis Kimball Amazon mithinin gerisindeki gerçeği keşfetmek amacıyla yola koyuldu. Gerçek amazonlar kimlerdi?

Yunan mitolojisinde “Aşil (achilles) adlı yarı tanrı savaşçı troya savaşında amazon kabilesinden olan Pentesile (Penthesilia) adlı bir kadın savaşçıyla uzun süre ölümüne çarpışır, gücü tükenen Pentesile her ne kadar Aşil’i çok zorlasa da Aşil tarafından ölümcül bir kılıç darbesi alır. Aşil ölmek üzere olan kadının suratını açar ve bu sarışın kadına âşık olur. Pişman olmuştur...”
Eski yunan kaynaklarında bu savaşçı kadınların şeytan gibi dövüştükleri ve rüzgâr gibi at sürdükleri anlatılır.

 

Bu kaynaktan yola çıkan Arkeolog Dr. Jeannine Davis Kimball savaşçı Amazon kadınlarının nerede olduğunu ve nereden geldiklerini araştırmak için yola koyulur, yunan mitolojisinde efsaneler yaratan savaşçı kadınların Karadeniz’in kuzeyinden geldikleri, göçebe oldukları, karşılaştıkları erkek egemen toplumlar karşısında hayrete düştükleri, özgürlüklerine bağlı olduğu ve kız çocuklarını erkeklerle savaşmak için yetiştirdikleri birçok yerde anlatılmaktadır ve arkeolojik kazılarına efsanelere kulak vererek Karadeniz’in kuzeyindeki Rusya steplerinde başlatmaya karar verir...

Onlarca eski kurganı açan Dr. Kimball tahmin ettiği gibi aradığını Karadeniz’in kuzeyinde bulmuş, kazılarda çıkan eşyaların ve desenlerin bugünkü Altaylı göçebelerle olan benzerliğine dikkat çekmiş ve araştırmalarını daha doğuda Altay dağlarının eteklerinde yapma kararı almıştır. Bugünkü Kazakistan ve Moğolistan sınırları içindeki kurganlarda yaşayan savaşçı kadınlar amazonların Orta Asya kökenli olduklarını tüm dünyaya ispat etmiştir.

Araştırmalarını hızlandıran Dr. Kimball çevrede onlarca savaşçı kadın kurganı olduğunu keşfetmiş ve efsane kadın savaşçıların Orta Asya kökenli olduğunu ve savaşçı kadınlara o tarihte duyulan saygıyı kanıtlamıştır.

Gözünü tekrar yunan mitolojisine çeviren Dr. Kimball savaşçıların sarışın olarak tasvir edildiğini ve Pentesile’nin de sarışın olduğundan yola çıkarak Altaylardaki yalıtılmış göçebeleri araştırmaya başlar ve Altay dağlarının eteklerinde ıssız bir bölgede yaşayan 9 yaşlarındaki Meryemgül (Mairamgul) ismindeki sarışın Kırgız kıza dikkat çeker...

 

Meryemgül’ün ve 3000 km uzaklıktaki Karadeniz kuzeyinde bulunan kurgandan çıkan iskelet örneklerini DNA testine gönderen Dr. Kimball çıkan sonuçlar karşısında şok olmuştur...
2500 yıllık savaşçı kadın ve Meryemgül’ün mitokondrial DNA’sı %99,9 oranında benzerdir... 

Meryemgül’ün 2500 yaşındaki savaşçının torunu olduğunu ve Troya Savaşı’ndaki kuzeyden gelen dişi savaşçıların da kökeninin Orta Asya olduğu yani Amazonların TÜRK olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır!

Amazonlar, inanışa göre yalnızca bir mitos, uydurulmuş bir efsane değildir. Amazonlar, Fatsa yada Ordu’dan Karadeniz’e dökülen Thermedon ırmağının yakınlarında yaşayan savaşçı kadınlardır. Başkentleri Themiskyra kentiydi. 

Amazonlar, Anadolu yarımadasında büyük bir öneme sahipti. Hem tarihçiler hem de mitos yazarları İzmir’in, Efes’in, Sinop’un ve daha pek çok kıyı kentinin Amazonlar tarafından kurulduğunu söylerler. Platon ve Sokrates Anadolu’da yaşayan bu çok kuvvetli ve cesur kadınların sık sık Yunanistan’a akın ettiklerinden bahseder.

Mitolojiye göre Amazonlar savaş tanrısı Ares’le Harmonia (ya da Aphrodite)’nın kızlarıdır. Tasvirlerde çok iyi ok, yay, kargı ve mızrak, iki ağızlı balta (Labrys) kullandıkları ve at sırtında savaştıkları görülmektedir.

Amazon sözcüğünün eski bir Anadolu diline ait olduğu söylenir. Bazı bilginlere göre A-mazon=Memesiz anlamına gelir. Yaylarını daha rahat çekebilmek için sağ göğüslerini kestikleri ve bundan dolayı kendilerine Amazon adı verildiği ileri sürülür. Oysa en erken tarihlerden itibaren yapılmış olan tasvirlerin çoğunda  Amazonların göğüslerinin ikisi de görülür. Başka bir görüşe göre Amazon’un A’sı şiddet ve güç anlamına gelir, mazon ise göğüs demektir. Sözcük bu kez memesiz değil, tam tersi geniş ve kuvvetli göğüslü demektir. Bir diğer görüşe göre Amazon kelimesindeki “A”, Türkçe’deki -maz- eki gibi olumsuzluk getiren bir takıdır. “Mazo” ise dokunulmaz demektir. Bu görüşe göre Amazon bir erkek tarafından dokunulmaz olan kadın demektir. Pek çok Amazon kadınının mitolojideki kahramanlarla ilişkisi olmuştur; Hippolyte’nin Herakles, Antiope’nin Theseus, Penthesileia’nın Akhilleus efsanelerinde adları geçer. Bir diğer görüşe göre ise eski Kafkas dilinde “Maza” ay demektir. Amazonların hem ay tanrıçasına hem de önce Kybele sonra da Efes Artemisi’ne taptıkları için Amazonlara bu ad verilmiştir.


Amazonlar savaşta tutsak ettikleri erkeklerle birlikte olup daha sonra onları öldürmeyi adet edinmişlerdir. Bazen de komşu ülkelerle bir anlaşma yapıp komşu ülke erkekleri ile özellikle ilkbaharda birlikte olmuşlar, doğan çocukların kız olanlarını alıp, erkek çocukları onlara vermişlerdir.

Aşağıda Amazonlarla ilgili çoğunluğu Anadolu'da bulunan tarihi yapıtları göreceksiniz

Faydalanılan kaynaklar;
izmir sehir rehberi
http://www.izmirsehirrehberi.com/index.htm
Yrd. Doç. Dr. Gülgün Köroğlu
http://sinopbalatlar.net/gulgun-koroglu/
http://www.fscclub.com/history/fame-amazon-e.shtml
Derleme: Bülent Dündar
 































Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

buttons=(Accept !) days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !