Antik dönemde kutsal ve onurlu fahişelik

 

Antik Yunan ve Mısır'da kutsal bir görev olarak yapılan Fahişelik, toprak verimliliğini ve bereketi arttırmak inancıyla yapılmıştır. Yunan kültüründe sadece toprak değil para bakımından ordunun yapılanmasına katkı sağlamak için de yapıldığı bilinmektedir.

Kutsal bir eylem olarak tapınaklarda yapılan Fahişelik, meslek olmaktan ziyade onur verici bir görev olup saygın ailelerin kızları tarafınca yapılmıştır. Kazanılan paranın devlete gittiği bilinirken, geri dönme garantisiyle ülkeyi terketme izni fahişelere tanınan ayrıcalıklardan birisi olmuştur. Aynı zamanda tapınak fahişeliği geleneksel bir ritüel olurken, Libya'daki genç kızların çeyizlerini tamamlamak için fahişelik yaptığı bilinmektedir. 

Eskimolar'da, Hint ve Mısır kültürlerinde -hatta Kıbrıs'ta- konuklara hizmet olarak bedenin sunulduğu da bilinmektedir (Herodot'un tarih kaynakları). Bundan sonraki dönem ise daha kutsal olduğu görülürken Ortaçağ'da cadılar, engizisyon tarafından yakılmış fakat fahişeler kutsal görülmüştür. Yine de bu çok ileri bir tarih olup, Milattan Önce 5-6. yüzyıl dolaylarına dönmek gerekmektedir.


Bu dönemler kadının vücudundan para kazanması, bedenini ticari mal olarak sunması yaygınlaşınca hükümetlerin kural koyucuları genelev açmak zorunda kalmıştır. Fahişeler tabaka tabaka ayrılmaya başlamış ve buna bağlı olarak çalıştırıcıları olmuştur. Yunan'da köleler ve fakirler muhabbet tellalına bağlı çalışırken, bu işi isteğiyle yapan kadınlar kölelerle eşit tutulmuştur. Roma'da tabakalaşma sistemiyle işleyen fahişelik, Yunan sistemine benzemiş ve kölelerin çalıştırılmasıyla olmuştur. Fakat daha farklı olarak terkedilmiş çocuk fahişeliği ve kölelere ceza olarak fahişelik yaptırıldığı da bilinmektedir.


 
Sümerler'de ise kutsal görev olarak kadın ve erkek fahişeliği yaygınken, sebebi daha farklıdır. Savaşlarda yaralanmış, cinsel organında işlevsel bozukluğu olanlar veya bu çeşit bir hastalığı olanlar aile kuramayacağından insanların amaçlarına hizmet etmişlerdir. Kısırlık da bu sebepler arasındayken, tabu olarak görülen cinsel eylemlerin gerçekleşmesi bu vesileyle gerçekleşmiştir.

Fahişe kelime anlamıyla 1400-1500'lü yıllarda kullanılmaya başlanmış olup Antik dönemde tabakalara göre değişen başka isimlerle adlandırılmıştır. İlk dönemlerde kutsal görülüp zamanla dışlanan fahişelik, kimi dönemler tecrit kimi dönemlerse idam cezasıyla yasaklanmıştır. Tarihte fahişelerle ilgili ilginç anekdotlar bulunurken, Ortaçağ'daki savaşlarda yer aldıkları bilinmektedir. Haçlı Seferleri'nde askerlere moral vermek amacıyla fahişelere maaş bağlandığı bilinirken, askerlerin cesareti vericileri olarak tarihe geçmişlerdir.

Fahişelik tarihler boyunca kutsallıktan ticarete kadar evrilmiş ve zamanla fantezilerin ürünü olmuştur. Bundan dolayı ki 1900'lerin ikinci yarısında bu kelimeye yüklenen aşağılayıcı anlamlara tepki gösterilmiş ve "fahişe" yerine "seks işçisi" denmeye başlanmıştır.


*******

Cinsellik doğallıktır. insanın doğasıdır. Cinsellik dinlerin binlerce yıllık toplum üzerindeki etkisi ve yasakları yüzündeninsan doğallığından koparılmaya çalışılmıştır. insanlar içlerinden cinsellikle ilgili oldukları halde dışarıya karşı ilgilenmiyormuş gibi bir tavır sergilemek zorunda kalmışlar bu durum onları kendi kendilerine karşı iki yüzlü olmaya ve iç dürüstlüklerini kaybetmeye neden olmuştur.



insan bir kere iç dürüstlüğünü kaybettiğinde sadece cinsellik konularında değil başka diğer tüm konularda kolayca ahlak dışı davranışlara sürüklenebilir. Bu insanın adeta içgüdüsel bir karşı koyuşudur. Katoliklerde bile yaptırımları daha ağır olduğu için diğer hristiyan mezheplerine nazaran aynı şey söz konusudur. Katolik toplumlarda diğer hristiyanlara nazaran suç işleme ve yolsuzluk gibi olaylara daha çok rastlanmaktadır Diğerleri kadar dürüst değillerdir. O nedenle insan doğasına aykırı dini kuralların ve yaptırımların ağır ve sert olduğu toplumlarda, bireylerin birbirlerine ve topluma karşı ahlaksızlık kötülük ve suç işleme oranları yüksek oluyor.


Bu tüm dinler ve toplumlar için geçerlidir ve kanıtlanmıştır.
İslam ülkelerinde kötülüklerin ve suçların tecavüzlerin arkası kesilmemesinin tavan yapmasının nedeni büyük ölçüde budur.

*****
Ondan önceki dinlerde cinsellik üzerine bir kısıtlama yok.Ama toplumlar coğrafi bölgeden ve kendi inançlarının din tarihinden uzaklaştıkça cinsellik konusundaki tabular biraz hafifliyor ve insanlar kendi iç dürüstlüklerine ve evrensel ahlaka biraz daha yakın olmaya başlıyorlar.
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ Sümer söylenceleri ve din kitaplarında araştırmalarına göre fahişeliğin kutsal ve çok faydalı bir meslek olduğu belirtiliyor.

Kutsal fahişelerin ve tapınak fahişelerinin o zaman ki toplumlarda çok önemli bir görevi olduğu önemle vurgulanır;

Özellikle gençlerin karakterlerinin şekilleneceği ergenlik çağlarında onlara sevişi sevişi iyiliği doğruluğu üretkenliği ve faydalı olmayı öğreten eğitimi üstleniyorlar


Daha çok insanın cinselliğe olan doğal eğilimi ile iyilikleri güzellikleri sevgiyi dürüstlüğü ve diğer insanlara karşı sorumlu olmayı,yardımlaşmayı iyilik yapmayı özdeşleştirmek tapınak fahişelerinin görevidir.

insanlar sekse doğal eğilimlerinde meraklı olduğu kadar diğer yapıcı eylemlere de meraklı olması ve bunu özlerinde bütünleştirmesi amaçlanmıştır. Hükmetmeyi dövüşmeyi saldırmayı savaşların yerine sevmeyi sevişmeyi barış içinde yaşamayı, Ganimeti gaspı değil üretmeyi paylaşmayı, Almayı değil vermeyi kutsamaya çalışmışlardır.

Eski roma'da hristiyanlığı kabul etmeden önceki dönemde benzer şekilde fazla bir baskı yoktu resimdeki paralardan anlaşılacağı gibi genelevler için özel paralar mevcut bu paraların üzerinde her ilişki pozisyonunun ayrı bir değeri olduğu görülüyor.

Sonraki dönemlere gelince semavi dinlerle birlikte cinsellikte kısıtlama ağır bir şekilde sertleşiyor.
Ama insanlar güce kavuştuktan bir şekilde çaresini buluyorlar osmanlı sarayındaki eşcinsellik durumu islamda çeşitli tarikatlara farklı durumla bir günlük veya saatlik muta nikahları
gibi olaylarla bir çaresine bakılıyor. :)



Bugün  sudi arabistanda halk son derece dini kurallara uygun baskı altında kapalı iken saray halkı Avrupa'dan bile daha modern ve rahat bir hayat sürebiliyor.

Ben bu yazıyı şöyle bir yuvarlamayla bitirmek istiyorum.
Sen insanın önüne geçemeyeceği doğal eğilimi ne kadar engellemeye çalışırsan insanda daha fazla istek ve yaratırsın. Cinsellik yemek yemek su içmek gülmek eğlenmek şarkı söyleme arzusu gibi bir ihtiyaçtır. iç güdüsel bu arzularının önüne geçemeyen insan tabulardan dolayı sürekli yalan söylemek zorundadır.

 Çok kez de konuşmayarak kendi içine yalan söyler. Kendine ve başkasına yalan söyleyen insan iki yüzlü olur. İki yüzlü insan iç dürüstlüğünü kaybeder. İç dürüstlüğünü kaybeden insan ahlaksız olur.
Ahlaksız insan sadece cinsellikte değil tüm konularda artık kolayca ahlaksız olur. Ahlaksız insanlar çevresine sürekli zarar verir. Bu insanların oluşturduğu toplumlarda kavga savaş haksızlık yolsuzluk eksik olmaz. Ve maalesef bunun örneklerini görmekteyiz.



Konu ile ilgili bir çok tarihi heykel resimleri paylaşmak isterdik ama maalesef bu konuda sansür politikalarına uyma zorunluluğumuz vardır. 

Bu yazı bilimsel araştırma yazısıdır
Bülent Dündar







Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

buttons=(Accept !) days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !