Fransa'dan İskoçya'ya, Çin'den Hindistan'a... Dünya Çapında Uygulanan 10 Sıra Dışı Düğün





Fransa'dan İskoçya'ya, Çin'den Hindistan'a... Dünya Çapında Uygulanan 10 Sıra Dışı Düğün 


Düğün, birbirini seven iki insanın hayatlarını paylaşacağı haberini mutlulukla duyurdukları güzel bir merasimdir. Dini veya batıl inançlarına bağlı olarak her kültürün kendine ait gelenekleri vardır. İşte içerisinde Fransa, Hindistan, Çin ve birçok ülkenin bulunduğu, tuhaf ve bir o kadar da ilginç 10 düğün adeti! Listverse'den derlediğimiz yazımıza bir göz atın.

10. Fransa (Kapak Resmi)

Fransa'da insanlar evlendiklerinde (özellikle de gençlerse), aileler ve arkadaşlar yeni evlilerin evlerinin önünde toplanır, şarkı söyleyerek ve bağırarak çanak çömlek çalarlarmış. Yeni evliler ise, dışarıdakilerin gitmesini sağlamak için onlara yiyecek içecek sunar veya para verirlermiş. Bazı abartılı olaylarda, ziyaretçiler görmezden gelindiği zaman içeri girip damadı kaçırırlarmış. Daha sonra da damadı çok uzak bir yere, muhtemelen çıplak bir şekilde bırakıp giderlermiş. Bu garip ve curcunalı gelenek, orta çağda başlamış. Dul bir kadın çok erken evlenirse, komşular düğün gecesi toplanır ve aynı geleneği uygularmış. Biraz tuhaf olsa da bu gelenek biraz da eğlence amaçlı.

9. Moritanya



Moritanya'da bir kız ne kadar kilo alırsa o kadar güzel anlamına geliyor. Annelerin kızlarını yaz aylarında kilo almaları için "şişmanlama kampı"na yollamasının sebebi de tam olarak bu. Bu gelenek "Leblouh" olarak biliniyor. Kızlar çok miktarda yemek yemek zorunda ve bazı durumlarda zorla yemek yedirildikleri de oluyor. İnanışa göre, Moritanya'lı kızlar günde 16,000 kalori alıyor. Bu gelenek, kadının ölçüleri ne kadar büyükse, erkeğin kalbinde o kadar yer kapladığı inanışından geliyor. Kadının kilosu, eşinin zenginliğinin de bir göstergesi. Erkek ne kadar zengin olursa, maddi gücü o kadar kilolu bir kadına yetiyor.

8. İskoçya



Bir İskoç geleneği olan "The Blackening" (Karalama), evliliğin zorluklarının anlaşılması için düğünden hemen önce uygulanıyor. Gelin, damat veya her ikisi de, aileleri ve arkadaşları tarafından iğrenç herhangi bir şeyle (yumurta, ölü balık, çürümüş yiyecekler, bozulmuş süt, çamur vb.) ıslatılıyor. Bu halde ya bir ağaca bağlanıyorlar, ya da bir kamyonun arkasında kasaba tur attırılıyorlar. Asıl amaç ise onları edebildiklerince rahatsız etmek ve bunu olabildiğince insanın tanıklık etmesini sağlamak. İnanca göre, çiftler bu kadar şeyin üstesinden geldikten sonra, evliliğin getirdiği her türlü sorunun üstesinden gelebilirler. Karalama geleneği, hala İskoçya'nın kuzeydoğu taraflarında uygulanıyor.

7. Çin



Çin'in Tujia'lı insanları arasında uygulanan bir gelenek çeşidi ise, bizim gelenek ve göreneklerimize çok benzer türde. Gelinlerin kendi düğünlerinde ağlaması gerekiyor. Yaşlı insanlar bunun, aile üyelerine gösterilen bir çeşit sevgi ve minnet göstergesi olduğunu söylüyor. Gelin ağlamadığındaysa davetliler, onun kötü yetiştirilmiş olduğunu düşünüyor. Gelinler, ağlama provalarına düğününden aylar önce başlıyor ve gecelerini sesli bir şekilde ağlayarak geçiriyorlar. 10 gün geçtikten sonra gelinin annesi ve diğer kadın akrabalar da bu uygulamaya katılıyor. Akan gözyaşları üzüntüyü değil, mutluluğu ve umudu sembolize ediyor. Bu gelenek Çin'de günümüzde o kadar da yaygın değil.

6. Borneo



Birçok düğün geleneği Borneo, Tidong'lu insanlar tarafından benimsenmiş olsa da, belki de aralarındaki bu en garip gelenek, gelinin ve damadın tam 3 gün boyunca tuvalet ihtiyaçlarını gidermesini yasaklıyor. Bu da demek oluyor ki gelin ve damat çişlerini 3 gün üst üste tutmak zorundalar. Eğer bu süre içerisinde tuvaleti kullanırlarsa, inanışa göre bu durum çiftin evliliğine kötü şans getiriyor. Hatta ve hatta kısırlığa ve çocuklarını genç yaşta kaybetmelerine dahi neden olduğuna inandıkları biliniyor. Düğün sonrası dönemde çiftler, onları minimum yiyecek ve içecekle besleyen kişiler tarafından izleniyor. 3 gün sona erdiğindeyse yeni evlilerin banyo yapmalarına ve normal hayatlarına dönmelerine izin veriliyor.

5. Çin/Moğolistan



Çin'de Daur'lu insanlar ve Moğolistan'ın iç kesimlerinden olanlar, düğün tarihini seçerken benzersiz bir yöntem kullanıyorlar. Nişanlı çift beraber bir bıçağı tutup bebek civcivi öldürüyor ve daha sonra organlarını incelemek için parçalıyorlar. Eğer zavallı civcivin ciğerleri sağlıklıysa, çift düğün günlerini belirliyor ve planlamalara başlıyor. Eğer değilse, bu durum kötü şans olarak algılanıyor ve çift civciv öldürme olayını, sağlıklı bir tane bulana kadar tekrarlıyor. Bu geleneği barbarca bulduğumuzu söylemeden edemeyeceğiz.

4. Hindistan



Hindistan'ın bazı kesimlerinde astrolojik uyumluluk, evlilik ve düğün merasiminde önemli rol oynuyor. Eğer gelin "Mars taşıyan" olarak doğmuşsa, lanetli olduğu ve bunun kocasının erken ölümüne sebep olacağı söyleniyor. Fakat bu lanetten kurtulmanın bir yolu var, muz ağacıyla evlenmek! Ağaç sonradan yok ediliyor ve lanet de böylece ortadan kaldırılmış oluyor. Ayrıca bu uygulama daha sonralarda, kadın haklarını ihlal ettiği sebebiyle yasa dışı olmuş. Her şeye rağmen bu gelenek hala uygulanmaya devam ediyor. Ünlü Bollywood yıldızı Aishwarya Rai bile bu geleneği uygulayanlardan.

3. Galler



17. yüzyılda Galler'de yaşayanlar, benzersiz bir flörtleşme geleneğine sahiplerdi. Genç bir erkek bir odun parçasını alıyor ve gayet şaşaalı bir şekilde oyarak kaşık haline getiriyordu. Sonra da yapmış olduğu tahtadan kaşığı, aşkının niyetinin göstergesi olarak hoşlandığı kadına hediye ediyordu. Eğer kadın hediyeyi kabul ederse, nişanlandıkları anlamına geliyordu. Bu aşk kaşığı ayrıca damadın geline olan "seni hiç aç bırakmayacağım" sözünün bir simgesi. Şimdilerdeyse aşk kaşığı birçok yerden satın alınabiliyor. Doğum günü gibi özel günler için hediye olarak götürülüyor.

2. Maasailer



Maasailerin düğünleri içerisinde birçok geleneği barındırıyor. Fakat en alışılmadık olanıysa, tükürme geleneği. Evlilik her iki aile tarafından onaylandıktan sonra, düğün tarihi alınıyor. Düğün günü geldiğinde yaşlılardan biri, gelinin evinin önüne geçit törenini işaretlemek adına ağzındaki sütü tükürüyor. Gelin, geleneklere uygun olarak kabuk ve boncuklardan yapılmış kolyesini takıyor ve çok renkli giyiniyor. Kafası tamamen kazınıyor ve kuzu yağıyla ovalanıyor. Daha sonra ise ilginçtir ki babası, kızının kafasına ve göğüslerine tükürüyor. Onların inancına göre tükürmek, gelinin evlilik hayatına iyi şans getiriyor.

1. Güney Hindistan



İşte size Tamil Brahmanları tarafından uygulanan bir sıra dışı düğün geleneği daha. Birçok adet arasından bir tanesi öne çıkıyor. Damat evliliği tekrar düşünüyor ve papaz olmaya gidiyormuş gibi yapıyor. Bu sırada diğer aile üyeleri de onu gitmemesi ve düğünün yapılabilmesi için güya ikna etmeye çalışıyor. Nikahı kıyacak papaz da "damadın fikrini değiştirme" tarafında oluyor. En sonunda damat evliliğe ikna oluyor, gelinin ailesini onu karşılıyor ve düğün başlıyor.

Bonus: Fransız Polinezyası'nın Maquesas Adaları



Bir bonus madde daha ekleyelim dedik ve Marquesas adası sakinlerinin sıra dışı geleneğini sizlerle paylaşmak istedik. Düğün bittikten sonra gelinin akrabaları yan yana ve yüzüstü olacak şekilde yerde yatıyor. Daha sonra evli çift, onlar sanki birer halıymışcasına üzerine basarak yürüyor. Kaynak: http://listverse.com/2019/01/01/10-unusu...

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

buttons=(Accept !) days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !