Türkler ve Mu Kıtası Arasında Mu Kıtası Arasında Bir Bağlantı Var mı?


Türkler ve Mu Kıtası Arasında Mu Kıtası Arasında Bir Bağlantı Var mı?

Atatürk ölmeden önce Mu kıtası halkı Türklerin atasıdır ve onları araştırmamızı söylemiştir. Bu vasiyet gibi kalsa da Atatürk o zamanda bu konuyu araştırmak için bazı kişileri görevlendirmişti. Bu araştırmacılar Atatürk’e çok önemli bilgiler ile döndüler. Bunların en önemlisi güneş dil teorisinin ana kaynağı olan dil benzerlikleriydi.

Bu zamana kadar bulunan bulgulara göre Mu kıtasından kaçan insanları en iyi betimleyen bir çok halk ve topluluk görünüyor. Bunlar arasında en eski uygarlıklardan olan Maya uygarlığı, Mısır uygarlığı Mu halkına neredeyse bir ışık tutuyor. Mısır ve Maya tapınaklarının benzerlik göstermesi bu iki toplumun bir yerden beslendiği konusunu bize sunuyor. Bu topluluk Mu topluluğuydu ve dil ve kültür bakımından birbirine çok fazla benziyorlardı.Atatürk Maya uygarlığını inceletmesi için yolladığı elçi aslında Türklerinde o topluluklarda ki kullanılan dillere yakın bir dil kullandığını ortaya koymuştu. Mesela “tepe” sözcüğü Maya dilinde “tepek” olarak geçiyordu. Bir çok sözcük bu raporlarda bulunuyor. Ayrıca son zamanlarda uydu görüntüleriyle ortaya çıkan ve sonra araştırmalara konu olan Orta Asya’da ki Türk piramitleri Maya, Mısır ve Türk topluluklarının birbirine ne kadar benzediğini ortaya koyuyor. Güneş dil teorisine göre Türkçe en köklü dil olarak sunuluyor ve bir çok sözcük hem Sümerlilerin kelimelerine hem de Maya’ların kelimelerine benziyordu.

Son zamanlarda Mu kıtası araştırmalarında biraz daha hızlı sonuçlar alınıyor. Okyanusta ki tahmin edilen bölgelerde yapılan araştırma dalışlarındabir çok heykel ve taş yapı bulundu. Denizin dibinde olan araştırmalar çok zor ve yavaş ilerlediği için bu araştırmaların kesin bir bilgi birikimi oluşturmasıdaha yıllar alabilir.


Mu Kıtası Nedir?
Mu kıtasının ortaya çıkış hikayesi ilk olarak Batı Tibet`te ki gizli bir tapınaktaki kitabelerden çıkıyor. Aslında bu olaydan sonra araştırılmaya başlanıyor. 

Bu olaydan...

Mu kıtasının ortaya çıkış hikayesi ilk olarak Batı Tibet`te ki gizli bir tapınaktaki kitabelerden çıkıyor. Aslında bu olaydan sonra araştırılmaya başlanıyor. Bu olaydan sonra bu kıtanın benzer hikayeleri ve bulguları toplanmaya başlarken bir çok kıta ve bölgede Mu kıtasını anlatan yazıtlar, kitabeler ve haritalar ortaya ortaya çıkıyor. En önemli bulguların Tayland’daki bir arkeolojik kazı sonrası çıkan taş üzerine çizilmiş Amerika ve doğusunda kalan Mu kıtası haritası diğer bulgular ile bire bir örtüşüyor. Bu süreçten sonra bir çok tarihçi ve araştırmacı Mu kıtasını kabul ediyor ve araştırma listesine ekliyor.


 

Mu kıtasının varlığı ve nasıl bir kıta olduğu ile ilgili birçok görüş var. Fakat bazı konularda ortak görüşe odaklanılmış. Mu kıtasın da yaşayanlar dünyada ki diğer tüm ırkların atası sayılıyor. Oradan kurtulan bir gurup diğer tüm milletlerin oluşumunu sağlamıştır. Mu kıtası bir felaket sonucu denizin dibine gömülmüş. Bu felaket sonucu tahmini olarak 65 milyon insanın öldüğü söyleniyor. Mu kıtası şuan günümüzde yaşanan teknolojiden daha ileri bir teknolojiye sahipti. Mu kıtasının batışının en büyük nedeni ise büyük bir kargaşa ve felaket olarak biliniyor.

Aslında, Mu kıtasının oluşumuna ve felaketine bakılırsa Nuh peygamberin olayına çok benzediği anlaşılıyor. Nuh’un 3 oğullarından birinin Türk ve Avrupa soyunun atası diğer oğlunun siyahi insanların soyu olduğu diğer soyun ise Yecüc Mecüc soyunun atası olduğu söyleniyor. Nuh’da gemiyi bir sel felaketinden kaçmak için yapıyordu. Aynı felaket senaryosu ile Mu kıtasının batışında karşılaşıyoruz.

Hasan Günal'a araştırması ve emekleri için teşekür ederiz..
B.Dündar


Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

buttons=(Accept !) days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !